22 Mart 2018 Perşembe

     Yorulmuş bir saatin tik tak sesi kulaklarımda hala bu duyduğum ilk ses gibi bir şeydi benim açıkçası küçüklüğüme dair hatırladığım nadir şeylerden biri olduğu için bunu diyorum . Bir  adam vardı yüzündeki çizgilerde ,her birinde ayrı şeyler yazıyordu ben okuyordum o çizgilerdeki yazanları oysa daha çocuktum okula bile başlamamıştım daha ama okuyordum işte .Bir şeyleri hatırlamaya çalışmak ve hatırlayamamak  gibi bu gibi anları aklınızdan çıkarmamak da münkündür bazen .
       Zor zamanlarınız da kime gidersiniz ? Annenize mi babanıza mı kardeş arkadaş ha? hangisi .  peki bu zor  zamanlarınızda yanında gidecek kimseniz yoksa. on yaşında bir çocuksunuz ve bir tabut görüyorsunuz aklınıza gelmesinden en çok korktuğunuz kişi içinde .Napar insan .Çaresiz kalır aç kalır açıkta kalır . Bir hevesle sıcak ekmeğe uzanan elinize maşa yediniz mi hiç ya da daha kötüsü analığınız size bir bebek  bırakıp kaçtığı doyuracak bir şey bulamadığınız için öldüğünü gördünüz mü ? daha on yaşında o bebeği gömdünüz mü .siz hiç karanlıkta kaldınız mı ? içinizdeki karanlıkta .yol aradınız mı ? Gitmenin de kalamanın da artık bir anlam ifade etmedeği zamanlar yaşadınız mı ? Bir  adam yaşamış bunları ben de ondan dinledim . On yaşında hem yetim hem öksüz yollara düşen ekmeğini helalden kazanmak için taştan çıkaran sonra yolunu Hak'ta arayan bu adamı gözüm dola dola dinledim .Bazı zamanlar öyle çıkmaza girdiğim olurdu ki bu adamın hikeyeleri çocukluğundan bu zamana biriktirdiği hikayeleri bana yol oldu . Bana  bir hikaye daha anlatsın diye vermeyeceğim şey yoktur .
       Başımda beklediği zamanları da hatırlıyorum öyle diri diri gözleriyle bana bakarken uyanırdım  şevkatle bakardı o zamanlar pek anlayamazdım o duyguyu şimdi çok daha iyi anlıyorum onu.Beni şu kısa zaman da anlattıklarıyla hayata hazırladı.Bir gün titrek sesini duyup yanına gittiğimde anlamıştım sona geldiğimizi . Büyümüşütüm artık hastahanede başında beklediğim zamanı hatırlıyorum yine bu cümleler geçmişti aklımdan "sen benim başımda beklerken beni hayata hazırlıyordun ben seni ölüme"  gitmesinden en çok korktuğum adam ilk önce benden ayrıldı.
   Bazen yaşadıklarımızı sırf yaşamak için sırf körü körüne yaşlanmak için değil de bize bir şeyler bir şekilde bir şey katması için yapmalıyız bize değilse başkalarına  hiç değilse yaşadığımızı, var olduğumuzu bir şekilde belli ederek yaşamak . kırmadan dökmeden kırılanları toplayarak daha iyilerini ortaya koyarak var olma amacımızı bilerek yaşamak gerek.Birilerinin aklında kırıntı değil kazınarak var olmak . Eğer bunu başaramıyorsak sadece et parçasından ibaretiz demektir.Harekete geçmek için yarını beklemek yerine şimdiyi kullanmak en akıllıcasıdır. 
    Saatin tik tak sesi mi ? Dedemin kurmalı cep saatiydi o en son  öğleden sonra 3:50 de  kurduğu.
                                                                                                                                         17.03.2018                                           
                                                                                                                                                03.30

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder